Yanarak, toprak altında kalarak, kurşunlara hedef olarak ölüyoruz.
Son 30 yılda benzer büyük facialarla karşılaştık ve en geç altı ayda unuttuk. Unutmak, hayatın olağan akışı içinde insani bir davranış ancak hiçbir şey olmamış gibi davranmak, kader deyip geçmek, ne insani, ne ahlaki ve ne de dinidir…
Bu güne kadar hiçbir devlet yetkili/görevlisi, sorumluluk üstlenip, özür dileyip istifa etmemiştir.
Son on yılda; ‘…2004 Pamukova tren katliamı /41 ölü; 2008 Kütahya tren kazası /9 ölü; 2011 Van depremi/644 ölü; 2014 Soma maden faciası /301 ölü; 2014 Ermenek maden faciası/18 ölü; 2016 Aladağ yurt yangını /12 ölü; 2018 Çorlu tren katliamı /25 öl; 2021 Batı Karadeniz sel felaketi /97 ölü; 2022 Amasra maden faciası /42 ölü; 2023 Kahramanmaraş depremi /53 bin ölü; 2024 İliç maden faciası /9 ölü; 2024 Beşiktaş Masquarade Gece Kulübü yangını /29 ölü…’ meydana gelen bu 0n iki olayda yaklaşık 1500 kişi yaşamını yitirdi; hiç birinin gerçek sorumluları ortaya çıkarılamadı… Ateş düştüğü yeri yaktı, toplum olarak unuttuk gitti; ne olur artık unutmayalım; yanarak ölmek; toprak altında boğularak ölmek kader değildir. Bizim dinimiz insanı birlikte, barış içinde yaşatmak üzere inşa edilmiştir.
Kartalkaya’daki otel faciası ve 78 masum insanımızın, kasıtlı ihmaller sonucu gece yarısı yanarak hayatını kaybetmesi olayı dilerim unutulmaz…
Bu yangın, görevi insanı yaşatmak olan tüm devlet görevlilerini sorumlu kılmaktadır.
Bu yangın, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının tümünü sorumlu kılmaktadır…
Eğer, Turizm bölgesinde, Türkiye’nin en lüks otellerinden birinde, gece saat 03.00’te çıkan yangından, analar, babalar çocuklarını çarşafları birbirine bağlayıp pencereden sarkıtarak on ikinci kattan kaydırarak kurtardıklarının; kendilerini kurtarmış olan genç doktorlar, içeriden gelen feryatları duyunca içeri girip çocukları, kadınları ‘İNSANLARI’ kurtarmaya çalışırken hayatlarını kaybettiklerinin resmini duvara değil kalbimize, beynimize kaydedebilirsek unutmayız.
Eğer biz unutmazsak sorumlular böyle pervasız davranamazlar, tek tek aramızdan çekilirler ve bir süre sonra arınmış oluruz. Bunu ben söylemiyorum, insanlık tarihi söylüyor.
Açık söylemek gerekirse insanlığa karşı görevimizi yapmıyoruz…!
Kartalkaya’daki otel yangını dünyanın öbür ucundan duyuldu; turistik otelde insanların yanarak öldüğünü, ‘öldürüldüğünü’ gördüler…
Bundan sonra Turizm Bakanlığının, Turizm derneklerinin, Turizm tanıtma acentelerinin hiçbir kıymeti harbiyesi kalmamıştır… Turizm sektörü, milyarları akıtsa da güven veremez, eski potansiyeline ulaşamaz.
Bi şartla; Eğer Turizm Bakanı, halktan ve turizm sektöründen özür dileyerek istifa ederse, kastı ve ihmali olan sorumlular, dünyanın gözü önünde yargılanırsa; o da yetmez; Ülkede ki tüm otellerin mimari ve güvenlik denetimleri, işletmecisi, yöneticisinin kişiliği, kimliği yeni baştan ele alınıp denetlenirse, bir daha böyle bir acı yaşamayacağımıza insanlar inandırılabilirse belki…