Kurtuluş ve Kuruluş mücadelesinin ilk adımı,  ‘Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir’ denilerek atılmıştır.  Mustafa Kemal Atatürk, kurtuluş savaşını bu ilkeyle, bu taahhütle, bu hedefle başlatmış Kurtuluş ve Kuruluş sürecini TBMM ile yönetmiştir.

Bu gün  Türkiye sorunlar yumağı içinde;  Cumhuriyet tarihinin en bunalımlı bir sürecinden geçiyoruz.  

Bütün sorunların temel nedeni, 2017 Anayasa değişikliğiyle oluşturulan ve giderek hukuksuzlaşan tek adam rejimidir. Önce bu sistemin değiştirilmesi gerekiyor.

Bunun içinde yapılması gereken, sistemden şikayeti olanların bir araya getirilmesidir. Bu rejime karşı geniş birliktelikler kurmadan demokratik rejime ulaşılamaz.

Hayatın içinde yüz yüze iletişim kurabilecek, içinde bulunulan durumu ve çıkış yolunu anlatabilecek örgüt ve bilinçli üyelerine ihtiyaç var; bu nedenledir ki toplumsal muhalefeti bir araya getirip yönlendirebilecek olan en büyük örgütlü güç olan CHP’si, kurtuluş ve kuruluş sürecinde olduğu gibi hem kendini yenilemeli ve hem de sistemin dışladıklarını bir araya getirmelidir.

CHP, bu tarihsel görevini ihmal ederek; iki belediye başkanından hangisini nasıl aday yapacağının peşine düşmüş durumda. Bu gün Türkiye’nin sağlam, güven veren, ne yaptığını, ne yapacağını bilen bir örgüte ihtiyacı var. Demokrasi örgütlü toplumların rejimidir. Ülke ve insanımız zor durumdayken kurucu partiyi koltuk yarışı içinde göstermek büyük haksızlık olur. Seçim tarihi yaklaşınca parti usulüne uygun olarak demokratik yöntemlerle adayını belirler. 

CHP Genel Başkanının yaptığı açıklamayı iki belediye başkanı ya da Cumhurbaşkanı adayları  bir araya gelerek yapmış olsaydı, çok daha güven verici ve etki gücü yüksek, özverili Türkiyeci bir davranış olurdu. Son günlerde herkesin dilinde dolaşan; ‘Somut Durumun, Somut Tahlili’ ürünü, gençliğimin devrimci ‘Kurtuluş Yok Tek Başına; Ya Hep Beraber, Ya Hiç Birimiz’ sloganı, toplumda coşkulu karşılık bulurdu.

Somut durumu iyi tahlil etmek gerekir ki, somut çıkış yolu bulunabilsin. Bu sloganın gereği olarak; Toplumun sosyal/örgütlü kesimleri sendikalar, esnaf odaları, çiftçi örgütleri, demokratik kitle örgütleri ortak bir proğramla, ortak hedef için bir araya getirilmelidir. Ortak hedef erken ve hemen seçimdir.  Bu hedefe odaklanmak varken; iktidarın açtığı tuzaklı yola girmek ne kadar doğru yaşayıp göreceğiz. Ancak bu kez durum farklı, yaşayacağız ama göremeyebiliriz.  Daha seçimlere üç buçuk yıl var; bu içe dönük tartışmalarla Türkiye gündeminden uzaklaşılıyor.

Türkiye’nin gündemi ve  sorunu, iktidarın yetmezliği, yönetememesi; yönetemediğini, insanların sorunlarını çözemediğini gördükçe, otoriterleşmesi ve baskıyı artırıyor olmasıdır.

Çözüm, hemen seçim ve tam demokraside…CHP’nin görevi toplumun tüm katmanlarını, erken seçim, tek adam rejiminin değişmesi ve tam demokrasi hedefine odaklamalı ve bunun çalışmasını yapmalıdır.  Topluma güven vermeli, parti içi huzursuzluğu çözmeli; kendi kadrolarını eften püften sebeplerle ihraç edip, AKP’den, İYİ Partiden üye devşirmemelidir; yaklaşık 4000 kişi disipline verilmiş, yarısı ihraç edilmiş; Cumhuriyet Halk Partisinin tarihinde böyle bir süreç yaşanmamıştır. İlkesiz ve yetersiz siyaset bu gün en büyük sorunumuzdur. Demokrasi kurallar ve kurumlar rejimidir; bu kurala öncelikle  demokrasinin vazgeçilmez unsuru siyasi partiler uymalıdır ki hedefi tam demokrasi olan Cumhuriyet Halk Partisi, kendi iç demokrasisini ödünsüz uygulamalıdır. Tek adam rejiminin sana yaptığının bir benzerini sen kendi üyelerine yaparsan inandırıcı olamaz, topluma güven veremezsin; bu dar boğzdan bir an evvel çıkmak gerekir.

By admin