Ülkenin içinde bulunduğu insanı etkileyen ve hemen her alanda olumsuzlukların olduğu ve hatta demokrasi tarihimizin son 50-60 yılın en olumsuz bir döneminde kararsız seçmen sayısı toplam seçmenin %30’u oranındaysa orada bir sorun var demektir.

%30 kararsız seçmeni içinde barındıran bu siyasi tablodan mesaj alması gereken ilk siyasi kurum Ana Muhalefet Partisidir.

Bu %30’luk seçmen kitlesinin, iktidar partileriyle olduğu kadar, muhalefet partileriyle de güven sorunu var demektir.

Baskıcı, otoriter tek adam rejimine karşı alışılagelmiş, romantik yöntemlerle mücadele edilemez. Kaldı ki, mevcut iktidar için ‘’baskıcı, otoriter’ nitelemesi yeterli değildir. Bu iktidar karşı Devrimcidir.  Cumhuriyete (Laik, Demokratik Cumhuriyete)  ve onun ilkelerine karşıdır; örgütlü, kararlı bir gerici cepheyle Cumhuriyetin içini boşaltmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün iki büyük eserimden biri dediği Cumhuriyet Halk Partisinin, asıl ve birinci görevi diğer eseri Cumhuriyet’i korumaktır.

Cumhuriyeti kurucu ilkeleriyle koruyamayan Cumhuriyet Halk Partisi, kendisinin varlığını koruyamaz.

Cumhuriyet ile Cumhuriyet Halk Partisi ikiz kardeştir; biri olmazsa diğeri de olamaz. CHP’nin bu gün asıl sorunu örgütü ve yönetim anlayışıdır. Cumhuriyet Halk Partisi;  öncelikle ve eş zamanlı olarak örgütünü, üyesinden başlayarak, toplumsal mücadele içinde yenilemeli ve eksiklerini gidermelidir. Savaşkan bir örgüt oluşmadan sosyal/toplumsal muhalefeti yönlendiremez, meydanları dolduramaz…

CHP’nin üç ilçe belediye başkanı, belediye meclis üyeleri tutuklandı, göz altına alındı, İBB başkanına üst üste davalar açılıyor, örgütün tepkisi sınırlı ve kısa zamanlı, çabuk unutuyor. Beşiktaş ve Esenyurt belediyesi önünde toplanan partililer, son bir yıldır disiplin kuruluyla partiden uzaklaştırılanlardan daha  çok değildi…

Partide birilerinin bu durumu görüp, ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz diye sorması lazım, tabi atılmayı göze alarak…

Bu yazıyı yazarken aklıma geldi, muzurluk işte, CHP üst yönetimindekilerden Dimitrov’un ‘Faşizme Karşı Birleşik Cephe’sini okuyan var mı acaba ?.

Bu günkü koşullarda İktidar partisinin oyu hala daha muhalefet partisinden fazla ya da eşitse bunun üstüne cümle kurmaya, fikir yürütmeye hacet yoktur…

Atatürk’ün kurucu partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nde şefe biat yoktur; chp çok sesli bir partidir. Parti içi demokrasi bunu gerektirir.

Çağdaş insan, bilgiyi, fikri, lideri sorgular, itiraz eder, itaat etmez…Doğruyu kuşkunun tezgahında sınar, o yüzden de demokratik örgütlerde, lider diktasına dayalı kışla yapılanması gibi ’Lider ne diyorsa doğrudur’ inancına teslim  olunmasından endişe etmek gerekir…

By admin