Demokrasi; eşit temsil ilkesinin, bireylerin siyasi süreçlere eşit ve özgür olarak katılmasının  teminatıdır. Bu anlamda demokrasi, kadın erkek eşitliğinin, kadının seçme ve seçilme hakkını kullanabilmesinin güvencesidir.

Kadının seçme ve seçilme hakkı olmadan demokrasi olmaz; demokrasi olmadan da kadının seçme seçilme hakkı, toplumsal hayata eşit, özgür birey olarak katılma hakkı olmaz, ikisi birbirinin vazgeçilmezidir.

5 ARALIK 1934 Türk kadını ve Türk demokrasisi için tarihi bir dönemeçtir.  Türkiye; Fransa ve İtalya’dan 11 yıl, Romanya’dan 12 yıl, Bulgaristan’dan 13 yıl, Belçika’dan 14 yıl, İsviçre’den 36 yıl önce kadınlara seçme ve  seçilme hakkını tanımış, 5. Dönem TBMM’de 17 kadın milletvekili görev almıştır.

Tarih boyunca kadının toplumdaki yeri, kültürel dini ve politik dinamiklere göre şekillenmiş olup 20.yüz yılın başlarına kadar kadın eşit, özgür birey olarak görülmemiştir.  Osmanlı’da kadının değeri ve toplumsal yaşamda ki yeri İslam hukuku ve gelenekler üzerine inşa edilmiş ve aile içindeki rolleriyle tanımlanmıştır.

Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kadın haklarının ilerlemesini sadece eşitlik özgürlük sorunu olarak görmemiş ayni zamanda ulusal kalkınma ve çağdaşlaşma yolunda bir gereklilik olarak görmüştür.

Kadınların siyasal ve sosyal yaşama dahil edilmesi modern toplum inşasında dönüştürücü bir etki yaratmıştır. Osmanlı’nın cumhuriyetle dönüştürülmesinde cumhuriyetin ilkeleri yanında kadının toplumsal alanda  rol alması da etkili olmuştur.

Sanıldığının aksine Türk kadını ulusal kurtuluş savaşında vatan toprağını korumak için yeri geldiğinde tarlada, evde cephede çalışmış, yeri geldiğinde cephane taşımış, silah kuşanıp savaşa katılmıştır.

Bu mücadele sadece yaşamda kalma mücadelesi değil, kendi hak ve varlığını ispatlama savaşıdır. Anadolu kadınının pek çok Avrupa ülkesinden daha önce seçme seçilme hakkına kavuşma bu mücadele sonucudur.

Ülke demokrasisi ve ekonomisi ne zaman sıkıntıya düşse ilk bedel ödeyen kadınlardır. O nedenledir ki, ‘Cumhuriyet Kadınları’ nitelemesi onurlu ve anlamlıdır.

Ey Türk kadını; ülke iktisaden ve siyaseten zordadır, ülkenin sana ihtiyacı var. Örgütlenin ve çıkın meydana dün olduğu gibi bu günde çocuklarınıza, kocalarınıza siper olun.

Mustafa Kemal Atatürk’ün iki büyük eserim dediği Cumhuriyeti de Partisi de zorda, olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Çağdaş modern Türkiye ilkeleri üzerinde yeniden ayağa kalkmalı ve içinde bulunduğu coğrafyaya öncülük etmelidir. İnsan haklarına saygılı, laik, demokratik Cumhuriyet Anadolu halkının umudu olmanın ötesinde, Ortadoğu halklarının da umudur. İranlı ve Afganlı kadınlar, kişi hak ve özgürlükleri, sosyal statüleri için yıllardır mücadele ediyorlar. Orta doğunun kurtuluşu kadınların elindedir, desem abartmış olmam.

By admin